Pazar, 02 Temmuz 2023 17:31

NE YAPIYORSAN EN İYİSİNİ YAP

Yazan

 

 

Her dönem prim yapan kişisel gelişim aforizmalarından biri daha; "Ne yaparsan yap, en iyisini yap".

 

Mesaj ilk planda "En iyi olabilirim" şeklinde algılanıyor insan beyni tarafından.

 

Oysa herhangi bir alanda en iyi bir tane. Bu mesajı satın alan ve uygulayanlardan bir tanesi hariç diğerleri için bu mesaj işe yaramamış olacak.

 

Evet, en iyi olman olasılık dahilinde. Yine de kendini kandırma. En iyi tanımını eğip, büküp, esnetmez isen; oldukça düşük bir olasılık.

 

Herhangi bir alanda herkesin en iyi olamayacağı çelişkisinden, kendinin en iyi versiyonu olma perspektifine gelelim.

 

En iyiyi yapmanın bir maliyeti vardır ve getirisi her zaman ve her durumda maliyetini karşılamayabilir.

 

Ne yapmalı o zaman ?

 

Marjinal faydanı (getiri-maliyet) maksimize edeceğin seviyede yap.

 

Ya da hedef toplam faydanı gerçekleştirebileceğin seviyede yap.

 

Ya da senden beklenti neyse o seviyede veya biraz üzerinde yap.

 

İstisnai durumlar hariç, herhangi bir sistem, maksimumda/limitlerde çalışacak şekilde dizayn edilmez.

 

Gaza gelme!

 

Ne yapabileceğini görmek, kendi limitlerini test etmek mi istiyorsun ?

 

Durma!

 

Marjinal faydanın eksiye döndüğü seviyeleri dahi dene. Sana kalmış.

 

Şunu da unutma!

 

Potansiyelini ne kadar verimli kullanırsan o kadar sürdürülebilir olur.

 

 

 

 

Cumartesi, 01 Temmuz 2023 11:37

İŞLEVSİZ KOMİSYONCU

Yazan

 

 

Air filmini seyretmiş olabilirsiniz. Ya da bu paylaşımdan sonra seyretmeyi planlıyor olabilirsiniz.

 

Paylaşım film hakkında bir eleştiri değil.

 

Karın korunumu yasasına ilişkin yapmış olduğum 2 nolu paylaşıma güzel bir örnek olduğu için hakkında yazma ihtiyacı hissettim.

 

Micheal Jordan'ın her yıl Air Jordan satışlarından 400.000.000 USD gelir elde ettiği tahmin ediliyor.

 

Air Jordan satın alan her tüketici, aslen üründen elde ettiği faydaya herhangi bir katkısı olmayan bir kişiye komisyon ödemek suretiyle bu kişinin zenginleşmesine katkıda bulunuyor.

 

Tüketici tarafında bir karşılığı olabilir aslında. Bu ürüne sahip olarak kendini özel ve ayrıcalıklı hissetme gibi bir değer yaratıyor olmalı.

 

Ya da geçmişte başarılı olmuş olan bir sporcunun emeklilikte yıllık 400.000.000 USD pasif gelirine katkıda bulunarak mutlu hissedebilir. 300 USD emekli aylığı ile kendi dar bütçesini denkleştirmeye çalışırken.

 

Hadi itiraf edeyim. 10 yaşındaki oğlum çok istediği için bir Air Jordan aldım kendisine. Daha öncesinde de lisanslı Fenerbahçe ürünlerine benim algımdaki değerinin iki/üç mislini ödedim birkaç defa.

 

Algılayabileceği yaşa kadar bu tip irrasyonellikler yapmaya devam edeceğim sanırım.

 

Şu an bu seviyede bir rasyonellik için erken.

 

 

Cumartesi, 01 Temmuz 2023 11:31

KARIN KORUNUMU YASASI 2

Yazan

 

 

Komisyon konusu fonksiyonu devretmeden araya komisyon/komisyoncu sokulan her iş/gelir modelinde, eninde sonunda komisyon fiyata eklenerek son tüketiciye yansır.

 

Enerjinin korunumu yasasında toplam enerjinin değişmemesi gibi, kar amaçlı faaliyetlerde karın korunumu yasası geçerli olup, kar değişmez yani sabittir.

 

Son tüketiciye yansıyan ek komisyonun anlamlı olduğu durumlar, komisyoncunun ürüne ek özellik/fayda sağladığı durumlardır.

 

Diğer durumlarda, son tüketici aynı ürüne daha fazla ödemek zorunda kalır.

 

Pazar, 28 Mayıs 2023 17:18

KARIN KORUNUMU YASASI-1

Yazan

 

 

Bir gruba özel indirim yapan ürün ve markadan, eğer indirim yapılan grupta değilseniz uzak durun.

 

Enerjinin korunumu yasasında toplam enerjinin değişmemesi gibi, kar amaçlı faaliyetlerde karın korunumu yasası geçerli olup, kar değişmez yani sabittir.

 

Enerjinin korunumu yasasında enerji tür değiştirirken, karın korunumu yasasında karın kaynağı değişir.

 

 

Yani, bir grubun indirimi, diğer gruplara bindirim anlamı taşır. Veya en naif ifadeyle, diğerlerine yapılmayan indirim.

 

Cuma, 19 Mayıs 2023 10:53

DEMOKRASİ VE DOKTOR DÖVEBİLME

Yazan

 

 

Maalesef yarışa eşit şartlarda başlamıyoruz. Ve yine maalesef fırsat eşitliği sadece hoş bir temenniden öteye bir anlam ifade etmiyor bu ülkede.

 

İstisnalar dışında hepimiz sınıf atlamanın, pastadan aldığımız payı artırmanın peşinde hayatlar sürüyoruz. Saygı görme peşinde koşturuyoruz hayatlarımız boyunca.

 

Yine eşit değiliz; doğuştan gelen kapasite, yetenek ve fiziksel özelliklerimiz anlamında. Kimimiz daha şanslı doğuştan, kimimiz ise o kadar da şanslı değil.

 

Bireysel olarak kaydedebileceğimiz gelişim de sınırlı bir hayat boyunca. Geneli yansıtmaktan uzak, göz boyamaya, gerçek görüntüyü perdelemeye yönelik başarı hikayelerinin arkasında farklı bir tablo var büyük çoğunluk için. Doğduğun sosyal çevrenin/sınıfın görünmez duvarlarına çarpıyorsun sürekli.

 

Ömrün boyunca sağlayabileceğin gelişim, ülkenin sağlayacağı gelişimle paralel seyrediyor büyük çoğunluk için. Ülke gelişip zenginleşiyor ise, sen de gelişip zenginleşiyorsun. Siyaset bu açıdan önemli hepimiz için.

 

Siyasetin başkaca bir önemi daha var aslen. Sınıfların pastadan ne pay alacağını ve sınıfların toplumsal konumlanmasını belirleme gücüne sahip.

 

Bir sınıfın refahını azaltıp diğerini artırmanın yanında, bir sınıfın toplumdaki pozisyonunu yükseltirken, bir diğerini düşürebiliyor.

 

Doktor tarafından azarlanan bir sınıf, doktor dövebilen bir sınıf haline gelebiliyor örneğin.

 

Sınıf atlayamıyor isen, sınıfını diğer sınıfların üzerinden atlatacak bir iktidar güzel bir çözüm olabilir.

 

Sayısal olarak çoğunluk isen demokrasi bu imkanı veriyor. Demokrasinin güzelliği veya çirkinliği belki de burada yatıyor.

 

İktidarın genel ekonomik başarısızlığına rağmen değişmemesinin sebebi burada olmalı.

 

 

 

 

 

 

Çarşamba, 03 Mayıs 2023 19:38

PRIMING & FRAMING EFFECT

Yazan

 

 

 

Hazırlama Etkisi (Priming Effect) ve Çerçeveleme Etkisi (Framing Effect) şovu hazırlayan iletişimciler için olduğu kadar; şovu izleyen bireyler için de önemli iki kavram.

 

Bir şeyin nasıl çerçevelendiği, hangi bağlamda ve nasıl bir süreç içerisinde sunulduğu, hedef kitle üzerinde oluşturulacak etkiyi yönlendirme gücü sağlıyor, bu araçları kullananlara.

 

Zenginden alıp fakire verme güzellemesiyle sunulan Robin Hood aslen bildiğin adi bir hırsız. Hırsız olmasına ek, düzene başkaldıran, sermaye ve devlet düşmanı, vergi kaçıran/ödemeyen bir figür. Bugünün tanımıyla bildiğin terörist.

 

Kraliçesinin hizmetinde (artık kralının hizmetinde olacak sanırım) dünyayı kurtaran, kahraman gizli servis ajanı double o seven James Bond, aslen resmi bir suikastçı. Devletinden öldürme lisansı olan bir kumarbaz. Seks düşkünü, alkolik.

 

İmge ve/veya duygusal öğe kullanımları, kültürel kodlara vurgu, psikolojik zaafiyetlere oynama, kullanılan dilin seçimi, zamanlama vb. sürüyle teknik ve taktik ile; "Olan", "Aslen Olan"dan farklı algılatılmaya çalışılıyor.

 

Lafın özü, bize sunulanların nasıl paketlendiğine, sunum öncesi ne tip makyajlardan geçirildiğine ve hangi sahnede sunulduğuna dikkat etmek gerekiyor.

Çarşamba, 12 Nisan 2023 09:54

İŞ VE ÖZEL YAŞAM DENGESİ

Yazan

 

 

İlköğretim sisteminde neden ev ödevi var ? Çocukluktan itibaren iş/özel yaşam ayrımını bulanıklaştırmak için mi yoksa ?

 

Gelişmiş ülkelere göre geriden geldiğimiz için çok çalışmamız gerektiğine ilişkin bilinç altımıza işlenmiş olan kodlar mı sorumlusu ?

 

Ya da kapitalist sistem mi sorunlu olan ? Bu sistemde başarının ve mutluluğun tanımının para ve mevkiyle yapılması mı var arka planda ?

 

10 yaşındaki oğlumun sorgulamaları sebebiyle gündemime düştü tekrardan. 'Neden ev ödevi var baba ?' dedi geçen. 'Okul neden okulda bitmiyor ?', 'Neden bizi evde rahat bırakmıyorlar ?' diye ekledi.

 

Linkedin'de haftalık 4 günlük mesai müjdesi paylaşımlarını gören önemli bir çoğunluk; 'Biz şirkette yatıyoruz. 5 gün 4 gün olsa ne değişecek ki ?' diye geçiriyorlardır akıllarından.

 

Bir başka grup, iş ve özel yaşam dengesi öğütlerini gördüklerinde, 'Biz keyfimizden mi fazla mesai yapıyoruz ? Sanki seçme şansımız var da' diye hayıflanıyorlardır.

 

Her neyse, iş ve özel yaşam dengesi paylaşımlarına devam.

 

 

 

 

Pazartesi, 03 Nisan 2023 08:32

5 KİŞİ ORTALAMASI

Yazan

 

 

Beraber zaman geçirdiğin 5 kişinin ortalamasısın.

 

Yazar Jim Rohn'un bu ifadesi, 'Gelişme kaydetmek istiyorsan bu 5 kişiyi iyi seç' anlamında sıklıkla kullanılıyor influencer ve kişisel gelişimciler tarafından.

 

Kendi içerisinde birkaç çelişki içeriyor bu ifade.

 

Herkes kendisinden iyi birileriyle vakit geçirmek isterse, senin senden iyi insanlarla vakit geçirebilmen, öyle bir gruba kabul edilmen pek mümkün değil.

 

Varsayalım kendi ortalamalarını düşürmeye razı olan birilerinin bulunduğu böyle bir gruba kabul edildin. Grubun en eziği, en zavallısı olma durumun ortaya çıkar. Bu durumla başa çıkabilmek için oldukça sağlam psikolojiye sahip olmak gerekir ve orta-uzun vadede sürdürülebilir değildir.

 

Ayrıca, gelişme kaydettikçe sürekli çevrendeki insanları değiştirmen söz konusu olur. Bu da sosyal ilişkilerinin kısa süreli kullanım/tüketim merkezli bir hal alması anlamına gelir. Uzun süreli sosyal ilişkilerinin olmayacağı anlamı taşır.

 

Ortalamanı düşürmeyi göze alıp, kendinden düşük seviyelilerle vakit geçirirsen, senin için kötü, vakit geçirdiklerin için iyi bir durum anlamına gelir ki; bu da seni yardımsever bir evliya/aziz yapar.

 

Bu önerme 'Kendi dengin olan insanlarla vakit geçir, düşük seviyelilerden uzak dur' şeklinde yorumlanırsa belki anlam ifade edebilir. O durumda kendini tekrar eden, yankı grupları durumu söz konusu olur ki, realitede bu durumla sıklıkla karşılaşırız.

 

Aşırı gerçekçi ve oldukça nahoş bir portre çizmiş olabilirim buraya kadarki yorumlarım ile.

 

Diğer taraftan, ait olduğun grup ve bu çerçevede kendine biçtiğin kimlik dünyaya bakışını şekillendirdiği için, aslen bu ifadenin bir nebze karşılığı olduğu söylenebilir. (bknz. Motivated reasoning)

 

Bunun negatif etkilerinden korunmanın yolu kendinden daha iyi insanlarla zaman geçirmekten değil, 'motivated reasoning' kavramından haberdar olmaktan ve bu farkındalıkla akıl yürütmekten geçer.

 

Herkesten öğrenebileceğin şeyler vardır. Çeşitliliğin düşün dünyamıza çok değerli katkıları olacağını göz ardı etmemek gerekir. Önemli olan doğru akıl yürütme becerilerine sahip olmaktan geçer.

 

Kiminle beraber olacağına, sosyal ihtiyaçlarına göre karar ver. Geç bu gelişim/tekamül zırvalarını.