Etikete göre gösterilenler Kayıptan kaçınma

 

Firmaları ile ilgili sıkıntı yaşayan bir girişimci ile aramızda geçen diyalog.

Girişimci : Her şeyin sorumlusu bu bankalar.

Ben : Nasıl bir sorumlulukları var ? Yanlış bilgilendirme/yönlendirmeye bağlı hatalı finansman filan mı söz konusu ?

Girişimci : Varlığımın yarısını istiyorlar. Yüksek faizleri alırken iyiydi, şimdi kredileri yenilemiyorlar.

Ben : İyi de, özkaynağın kadar borçla bu varlıkları (şirket varlıklarını) edinmişsen yarısı zaten senin değil.

Girişimci : Borcu ödemek için aldık, ortak olmadık ki.

Ben : Son 10 yılda borç anaparasının ne kadarını ödedin ?

Girişimci : Yatırım yapıyoruz her yıl. Faizini de ödüyoruz.

Ben : Anlaşma yolunu seçmek iyi olur.

Girişimci : Anlaşmayacağım. Aslında görüştük 2/3’den yarıya düştüler.

Ben : Nasıl yani ? Borcun yarısı mı ?

Girişimci : Toplam şirket varlıklarının yarısı.

Ben : Şirketlerin bilançosunun 2/3’ü borç yani ?

Girişimci : Servetimin yarısını istiyorlar. Vermeyeceğim.

Ben : Sonunda 2/3’ünden daha fazlasını, hatta bütün servetini kaybedebilirsin.

Girişimci : Her isteyene servetimin yarısını verseydim bugünlere gelemezdim.

Ben : Önünde iki seçenek var. İlki 7,5 milyon kazanmak (%100). İkinci seçenek %50 ihtimalle 3 milyon, %50 ihtimalle 14 milyon kazanmak üzere riske girmek. Hangisini seçerdin ?

Girişimci : Garanti olan 7,5 milyonu alırdım.

Ben : 15 milyon servetin olduğunu düşün. Önünde iki seçenek var. İlki 7,5 milyonundan vazgeçmek (%100). İkinci seçenek ise %50 ihtimalle 3 milyonunu, %50 ihtimalle 14 milyonunu kaybetmek üzere riske girmek. Şimdi hangisini seçersin ?

Girişimci : Riske girerdim.

Ben : Neden ? Her iki durumda da rakamlar aynı. Ayrıca, belirsizlik içeren durumlardaki beklenen kazanç/kayıp tutarı ([%50*3]+[%50*14]=8,5) 8,5 milyon ile garanti rakamdan yüksek ? Kazanç kısmında garanti daha düşük tutarı seçerken, kayıp kısmında garanti daha düşük tutarı seçmiyorsun ?

Girişimci : Rakamların önemi yok. Ben bu serveti kolay kazanmadım.

Diyalog, Daniel Kahneman ve Amos Tversky tarafından ortaya atılan ‘Prospect Theory’nin dinamiklerini içeren bir örnek.

Bernoulli tarafından 300 sene önce geliştirilen ve o günden günümüze ekonomik kararlara ilişkin ana teori olarak kabul edilen ‘Expected Utility Theory’nin eksiklikliklerini gideren bir teori.

Daniel Kahneman’a Nobel Ekonomi ödülünü kazandıran çalışmalarının merkezinde yer alıyor. Temelde, ekonomik kararlarda algılanan faydanın, kişinin mevcut durumdaki varlığına ek olarak, varlık durumunun tarihçesine bağlı olarak değiştiği söylüyor.

Merkezinde, kayıplara verilen tepkilerin kazançlara verilen tepkilerden farklı olması yatıyor.

Seçeneklerin tümünün kötü olduğu senaryolarda, karar verenlerin beklenen kayıp tutarının daha fazla olduğu riskli seçenekleri tercih etmesini açıklayan bir teori.

Tarihte ve günümüzde, savaş alanındaki generaller ve girişimciler tarafından alınan ve büyük kayıplara sebep olan kararların arka planını açıklıyor.

Eşlerden birisinin büyük servete sahip olduğu boşanma davalarında sık gözlemlenen bir durumdur. Servetin yarısından azı için anlaşma teklifini kabul etmeyip, fazlasını vermek zorunda kalanların kararlarının arka planında yatan mekanizmadır.

Son ayrıldığınız işteki ücretin % 20 altında, ancak diğer özellikleri önceki işinize göre % 30 daha iyi bir teklifi kabul etmemenizin arkasında yatan sorun da büyük ihtimal kayıptan kaçınma (loss aversion) ile ilgilidir.

Toplamda daha iyi bir iş teklifi olmasına rağmen, %20 ücret kaybının yarattığı algının etkisi, %30 diğer kazancın etkisini bastırmakta ve toplamda daha kötü bir teklif olarak değerlendirilmektedir.

Atasözlerimizde de yer bulmuş bir olgudur.

'Allah kimseyi gördüğünden geri bırakmasın'

'Attan inip eşşeğe binmek'

Yurdaer Etike