Cuma, 10 Şubat 2017 06:47

RİSKTEN ARINDIRILMIŞ KAR

Yazan Yurdaer
Öğeyi Oyla
(9 oy)

 

Falcılık ve kahinlik insanlık tarihinin her döneminde varolan meslekler olmuştur. Gelecek bilincine sahip bir varlık olan insanın, geleceğe yönelik belirsizlikten  rahatsızlık duymasının ve belirsizliği giderme ihtiyacının ortaya çıkardığı bir durum olsa gerek bu varoluş.

Finans sözkonusu olduğunda, belirsizliği ortadan kaldırmaktan çok, geleceği tahmin ederek kolay kazanç elde etme fikri ön plana çıkıyor. Günümüzde finans bilmeyi, döviz kurlarını tahmin etmekle eşdeğer gören önemli sayıda insan var ülkemizde. Bu durum ise, ‘Döviz kuru ne olur ?’ sorusunun finansçılara sorulan en popüler soru  olması sonucunu yaratıyor.

Finanstaki falcılık ve kahinlik örnekleri ile bağlantılı önemli bir mefhum ise tüyo meselesi. Finansçılardan her daim tüyolar vermesi bekleniyor. Tüyo konusunda gençliğimden bir hikaye, tüyo bekleyenler nezdinde nasıl iyi bir finansçı olunabileceğine yönelik ipuçları veriyor.

Ünlü yorumculardan dinlenen canlı müzik eşliğinde yemek yenilen gazino kültürü, doksanlı yılların başında halen, üst sınıfın sosyalleşme/ eğlence/ boy gösterme tercihleri listesinin en üst sırasında yer almaktaydı. Babam Enternasyonel İzmir Fuarı süresince, Kültürpark’taki en popüler gazinolardan birisinin şef garsonluğunu yapmaktaydı. Ben ise gazino içindeki çiçek/ puro/ sigara/ buzlu badem satış işlerini takip ediyordum. Genelde durduğum yer girişi ve salonu gören stratejik bir pozisyonda olduğundan ve genç olmanın verdiği meraktan sürekli gelen gidenler ile ilgili gözlem yapıyordum.

Tipi ve kılığı çok uygun olmamakla birlikte, işadamlarının ve ünlü şahsiyetlerinin masasına kabul edilen bir adam vardı. Neredeyse her gece gelip, farklı iş adamlarının masasında 5-10 dakika kalıp gidiyordu. Önce babama sordum kim olduğunu. Atçı olduğunu, işadamlarının kendisini çok sevdiğini söyledi. Kıyafet ve tipinin ortama uygun olmadığını söylediğimde, ilk başta kendisinin de içeri aldırmadığını ancak, işadamlarının özellikle kendisinden rica ederek masalarına davet ettiklerini söyledi.

Kendisine ufak bir ikramda bulunup yakınlık kurmaya çalıştım. Cana yakın esprili birisiydi. Şefin oğlu olduğumu da öğrenince, her geldiğinde ufak ufak sohbet etmeye başladık. Samimiyeti ilerlettikten sonra yaptığı işin ve her gece gazino gazino gezmesinin hikayesini öğrendim. 

Kendisinin eski seyis olduğunu, artık seyislik yapmadığını ancak halen camianın içerisinde olduğunu ifade ettikten sonra, at yarışları ile ilgili tüyo vererek para kazandığını söyledi. Bana doğal olarak çok mantıklı gelmedi ve tüyolarının nasıl tuttuğunu sordum. Ben atları bilirim dedi. Ben yine inanmayarak, at yarışlarındaki üç kağıtları haber alarak mı tüyo verdiğini sordum. Kesinlikle öyle bir şey olmadığını söyleyerek reddetti. Tüyo vermek yerine kendisinin neden oynamadığını sordum. Kendisinin de oynadığını ve kazandığını söyledi.

Sonrasında her geldiğinde ufak sohbetler ettik. Her seferinde hangi atın kazanacağını, atların seceresini bildiğinden ve antremanlarını/koşularını takip ettiğinden dolayı tahmin edebildiğini söyledi.

Fuarın son günü kimseye anlatmamam şartıyla olayın ayrıntısını anlattı. Aslen atları tanıdığını ancak hangisinin kazanacağını bilmenin mümkün olmadığını itiraf etti. Aynı yarış için kazanma ihtimali olan birkaç atı belirleyip, her işadamına farklı birini tüyo verdiğini, % 90 tüyo verdiği atlardan birisinin kazandığını, sonra kazanan atla ilgili tüyo verdiği işadamına giderek harçlığını aldığını söyledi. Olayın kritik noktasının, hangi iş adamına hangi yarışta hangi tüyoyu verdiğini kaydetmek olduğunu söyledi.

Foyası hangi sürede ortaya çıktı bilemiyorum ancak, benim şahit olduğum bir süre bu şekilde düzenli gelir elde ettiği bir vaka. Kıssadan hisse, ne kadar konuya hakim olunsa da, ekonomik göstergelerde ortaya çıkacak değişimleri her seferinde doğru tahmin edebilmek mümkün değildir. Finansçının işi ekonomik göstergelerdeki değişimi tahmin etmek değil, finansal yapının ortaya koyduğu riskleri tanımlayıp, ölçüp, takip ederek; yönetimin risk iştahı ve tercihleri çerçevesinde risklerin yönetilmesini sağlamaktır. Bu çerçevede riskten arındırılmış kar (RAK) kavramı önem kazanmaktadır. RAK kavramı, işinizden mi, yoksa oynadığınız bahislerden mi para kazandığınızı görmek açısından fayda sağlamaktadır.

Süregelen karlı faaliyetin, yönetim başarısı olduğunu düşünen azımsanmayacak sayıdaki firma, aslen üstlenilen riske karşılık yeterli getiri elde etmediğinin, hatta risklerin maliyeti düşüldüğünde zarar ettiklerinin farkında değildir. Kazancın ne kadarlık kısmının yapılan faaliyetle ilgili performans riskinin, ne kadarlık kısmının ise aslen kaçınmanın veya korunmanın mümkün olduğu finansal risklerin karşılığı olduğunun ayrımını görememektedirler.

Ortada bir kazanç varsa, koyulan sermayenin veya üstlenilen riskin çoğunlukla da ikisinin birleşiminin karşılığıdır.  Üstlenilen risklerin bir kısmı, üretememe veya satamama ile ilgili performans riskleri olup, diğer bir bölümü ise finansal risklerden oluşmaktadır. Performans ile ilgili risklerin yönetimine yönelik farklı yaklaşımlar olabilmekle birlikte, finansal riskler gibi kolayca satılabilecek veya korunma satın alınabilecek riskler değildirler. Üretimin fason yaptırılması, satışla ilgili bir üçüncü taraftan dış destek alınması gibi çözümler performans riskini farklı risk formlarına çevirmektedir. Performans riskinden tamamen kurtulmak için en etkili yol, firmayı kapatıp faaliyetlere son vermekten geçmektedir.

Performans riskine ek, sektörün ve işin doğasından kaynaklanan ya da firma yönetiminin tercihlerinin sonucunda oluşan finansal bir kısım risklerin taşınması sözkonusudur.  İş yapış şeklini değiştirerek veya bu risklerden korunmaya yönelik ürünler satın alarak  bahsedilen risklerden kurtulmak mümkündür.

Firmanın faaliyet karlılığını görmeye yönelik üretilen bazı kavram ve rasyolar, faaliyeti daha karlı hale getirmek için finansman yükünü veya riski artıran karar ve değişimleri ıskalamaktadır. Satışları artırarak, faiz vergi ve amortisman öncesi kar rakamını artırmak için, kredili satış politikasını gevşetip, satış vadelerini uzatan bir firma örneği düşünelim. Satıştaki artışa ve kredili satıştaki vade uzamasına bağlı olarak fonlanması gereken tutar artacak, finansal borç ile fonlanması durumunda finansman giderleri yükselirken, özkaynak ile fonlanması durumunda özkaynak getirisi rakamı değişecektir. Ek olarak kredili satış tutarı ve vadedeki uzamaya bağlı üstlenilen kredi riski artacaktır.

Yüksek özkaynağı bulunan, yurt dışından ithal ettiği malları, rakiplerine avantaj sağlamak için uzun vade imkanı sağlayarak satan İthalat Ltd.Şti. örneği üzerinden riskten arındırılmış kazancı daha ayrıntılı  açıklamaya çalışalım. Duran varlık yatırımı olmayan firmanın gelir tablosu(Şekil.1) ve bilançosu(Şekil.2) aşağıda gösterilmiştir.

 

 Şekil.1 :            İTHALAT LTD.ŞTİ. GELİR TABLOSU

İTHALAT LTD.ŞTİ. GELİR TABLOSU

 

Satış

 

24.380.000

 

Satılan Malların Maliyeti 

 

 -17.410.000

 

Brüt Satış Karı

 

6.970.000

 

Faaliyet Giderleri

 

-4.240.000

 

Faaliyet Karı

 

2.730.000

 

Diğer Faaliyetlerden Gelirler

 

910.000

 

Diğer Faaliyetlerden Giderler

 

-380.000

 

Vergi Öncesi Kar

 

3.260.000

 

Vergi

 

-652.000

 

Net Kar

 

2.608.000

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 Şekil.2 :            İTHALAT LTD.ŞTİ. BİLANÇO

 

AKTİF

İTHALAT LTD.ŞTİ. BİLANÇO

PASİF

 

 

 

   

Ticari Alacak

16.000.000

 

Ticari Borç

4.300.000

Stok

2.800.000

 

Özkaynak

14.500.000

 

 

 

   

Toplam

18.800.000

 

Toplam

18.800.000

 

 

 

 

 

 

 

Firmanın özkaynak karlılığı % 18 ( 2.608.000 / 14.500.000 = % 18 ) olarak gerçekleşmiştir. Firma alımlarını USD cinsinden üç ay vadeli ödemekte, satışlarını ise TL cinsinden ortalama sekiz ay vadede tahsil etmektedir. Satışların % 80’i kredili satış olup, geri kalanı peşindir. Kur riskinden korunmaya yönelik herhangi bir aksiyon almayan firmanın, diğer faaliyetlerden gelir ve gider kalemlerinde görünen bakiyelerin tamamı kur farkı gelir ve gideri kaynaklıdır. Firma kurdaki değişimden net 530.000 TL (910.000 – 380.000 = 530.000) kazanç elde etmiştir.

Alımlarının yabancı para olması sebebiyle ortaya çıkan kur riskinden korunmak için kur sabitleme alternatifini değerlendiren firma, bankalardan aldığı fiyatlarla üç aylık ortalama ödeme vadesi için % 3,23’lük bir maliyet hesaplamıştır. Toplam alım tutarına bu maliyet oranı uygulandığında 563.010 TL’lık (17.410.000 * % 3,23 = 563.010) yıllık bir maliyet olduğu görülmektedir. Kur riski almadan çalışılması durumunda, 530.000 TL’Lik kur kazancı oluşmamasına ek, 563.010 TL’lık riskten korunma maliyeti oluşacak, vergi öncesi kar rakamı 1.093.010 TL daha az gerçekleşecektir.

Kredili satışlarla ilgili tahsilat problemi yaşanmamış ve dönem içinde giderleştirme yapılmamıştır.  Kredi riskinden  korunmak için ticari alacak sigortasına ilişkin prim araştırması yapılmış ve % 4’lük bir fiyat alınmıştır.  Satışların % 80’ini oluşturan kredili satış tutarına bu prim oranı uygulandığında, 780.160 TL’lık (24.380.000 * % 80 * % 4 = 780.160) maliyet hesaplanmıştır.

Kredi riskinden korunmanın maliyetine, kur riskinden korunma sonrası karda yaşanacak düşüş rakamı eklendiğinde 1.873.170 TL tutarına ulaşılmaktadır.  Vergi öncesi kar rakamı 3.260.000 TL’ndan bu rakam düşüldüğünde, riskten arındırılmış vergi öncesi kar rakamı olarak 1.386.830 TL hesaplanmaktadır. Yüzde 20 vergi düşüldüğünde bulunan 1.109.464 TL net kar rakamı ile riskten arındırılmış özkaynak karlılığı % 7,7 (1.109.464 / 14.500.000 = % 7,65) olmaktadır.

 

Vergi Öncesi Kar

 

3.260.000

Kur Riskinden Korunma Maliyeti

 

-563.010

Kur Riskinden Korunma Durumunda Kar Düşüş

 

-530.000

Kredi Riskinden Korunma Maliyeti

 

-780.160

Riskten Arındırılmış Vergi Öncesi Kar

 

1.386.830

 

 

 

 

 

 

Yukarıdaki basit örnekte, kazancın önemli bir kısmının performans riski dışında üstlenilen finansal riskler sebebiyle elde edildiği görülmektedir. Risklerin tutar olarak ifadesi yerine, yüzde oran ifadesiyle değerlendirme yapmaya imkan sağlayacak yöntemler geliştirmek de mümkündür. Her durumda kazancın, ne pahasına ve ne tip riskler alınarak elde edildiğinin tespiti önemli bir konudur. Aynı tutarda sermaye koyarak aynı kazancı elde eden firmalardan, yüksek riskler alanla düşük risklilik seviyesinde çalışan eş kefeye konulmamalıdır.

Yurdaer Etike

Etike Eğitim ve Danışmanlık

Okunma 11947 defa Son Düzenlenme Cumartesi, 11 Şubat 2017 07:50